Loading....
Simge Kalfaoğlu 1975 yılında İzmir’de doğmuştur.
Sanatçı, Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Resim-İş Anadalı’ndan mezun olmuştur. Yüksek lisans eğitimini yine aynı üniversitede 2006 yılında tamamlamıştır. Yüksek lisans tez konusu “Sanat Eğitiminin Bireye Kazandırdıkları ve Bu Bilincin Desteklenmesi” dir. 23 yıldır devlet okulunda resim öğretmenliği görevine devam etmekte olan sanatçının ‘resimde yaratıcılık’ konusunda hem yüksek lisans tez hem de mesleki deneyimi bulunmaktadır. Yaratıcı çocuk atölye çalışmalarını 23 yıldır sürdürmektedir.
Sanatçı kendi resim çalışmalarını da, İzmir’deki atölyesinde sürdürmektedir.
KİŞİSEL SERGİLER
2021 yılında, Balaban Sanat Galerisi’nde ‘Gündüz Düşleri’ isimli kişisel sergi
KARMA SERGİLER
Sanatçı bir çok karma sergiye katılmıştır.
FUARLAR
Sanatçı, İstanbul Antika ve Sanat Fuarı, Artankara, Bodrum Sanat ve Antika Fuarı, Artcontact fuarlarına çok defa katılmıştır.
SANATI HAKKINDA
Simge Kalfaoğlu, resimlerinde psikolojik gerçekçiliği arayan, sorgulayan bir tavırla resim yapmayı hedeflemiştir. Bu anlamda yıllar içerisinde bu amaca hizmet edecek özgün üslubunu bulma yolunda emin olduğu bir yol kat etmiştir. Figüratif anlayışla yaptığı resimlerinde insan doğasının gerçeğini yansıtmayı hedeflerken, portredeki ifade baş tacı, bedensel özgün ifade ise onu tamamlayan unsur gibi görünmektedir. Portre ve beden böylece birbirini tamamlayan ve bütünleyen bir gerçekle buluşturulmaktadır. Beğenilip geçilen değil, baktıkça izlenen, zamanla değerlenen eserler yaratma amacıyla kişisel üslubunu korumaya ve geliştirmeye önem göstermektedir. Sanattaki güzelin peşinden giderken, fiziksel güzelliği önemsemez. Hoşa giden değil, düşündüren, sevdiren, iten çeken, etki alanı yaratan bir perspektifle yoluna devam eder.
Plastik unsurları ön planda tutma gayreti de diğer tüm çabalarına eşdeğer bir yolda ilerlemiştir. Dolayısıyla hem hikayeye değer veren, hem de plastik ögeleri ön plana çıkaran, böylece birbirini besleyen bir resim anlayışını izleriz işlerinde.
Sanatçı resimlerinde mekanı geri plana koyar gibi görünse de, oradaki boşluk, izleyicinin kendi yaratıcı dünyasına teslimdir bazen. Bazen boşlukta, bir objeyi ya da mekanı hissettiren bir biçimi resme yerleştirerek mekanını tamamlar. Nihayetinde, figürün zengin hikayesi nasıl bir atmosfere ihtiyaç duyarsa orada kendiliğinden biçimlenir. Bu kısımda sanatçı, izleyici ile birlikte el el vermekten keyif alır gibidir.
Simge Kalfaoğlu aynı zamanda bir portre sanatçısıdır. Tüm resimlerinin yanı sıra portre de yapmayı sürdüren, portrenin değişmez değerini önemseyen bir duyguyla resmeden sanatçı, insanın gerçeğinin tam da bu yolla en gerçekçi şekilde sunulabileceğine inanır. İzleyici, portre ile göz göze kalır. Bu temas sayesinde kendiyle daha direkt bir ilişkiye girer. Çünkü insan gerçeğinin, duygusunun, düşüncesinin en yoğunlaştığı yer, portrenin yarattığı en yoğun ve özgür alandır. Bu özgürlük hem plastik açıdan, hem de duyguyu ifade açısından en özgür kalınan alandır.
Simge Kalfaoğlu, sadelikle resmedilmiş ancak yoğun anlamların peşinden giden bir resim izlencesi sunar bize. İnsan, doğası gereği mutluluğu, hüznü, kederi, acıyı, korkuyu yaşar ve kendi bilincini doğurur. İşte bu varoluş, onun psikolojik ya da ruhsal anlamdaki gerçekliğidir. Sanatçının varmak istediği yer insan varoluşunun hikayesidir.